lal la lalala lal lal la

Dün akşam romantikliğimiz tuttu.

-Ben senin küçüklüğüne tanık olmak isterdim. Mesela sen bir yaşındayken ne yapıyordun, nasıldın...
-Aman, sensiz çok sıkıcı, bomboş, kupkuru bi hayattı.
-Hadi ordan yalancı. Ben resimlerde gördüm. Kardan adam filan yapıp onlarla oynuyormuşsun.
-İşte senin yokluğunda kardeş diye onlara tapıyordum :(

sucuk şöleni

-en haftaya buraya gelince markete gider sucuk filan alırız. sonra odada sucuk eşliğinde film izleriz. tam bir sucuk şöleni!
-hee, tabi tabi

azim! hırs! kararlılık!

-bence sen baya azimli, hırslı, kafasına koyduğunu yapan bi insansın.
-değilim ya, o nerden çıktı?
-ne bileyim, bana öyle geliyorsun.
-nobel alınca oturmak üzere moda'da köşk bakıyom diye mi böyle diyosun :(

çeşitli ilgi alanlarım

-bilgisayarım bozuldu :( çok üzülüyom :(
-bi de şunu dene (link)
-aaa? düzeldi vallahi? yaşasın! oley! tam bi süper kahramansın! çiçeek. çiçeeek.
-sana gugıllamayı öğreticem bi gün.
-ya ben de gugılladım.
- ne diye gugılladın?
-laptop flickering screen felam.
-e bu ikinci sonuç?
-ben gugıllayınca hep burç murç çıktı.
-nası ya?
-şaka :)

üç kağıt

-heyy, benle kağıt oynasana.
-oynarım ama önden beş dakika sırtımı ovcaksın.

(sırtımı ovarken)

-şimdi de sevgi yap.
-nasıl?
-işte "ciciii, güzeeel, tatlııı" diye.
-cicii, güzeeel, tatlıı...
-tamam şimdi de bloglarımı öv.
-ney :(

game of thrones

annemle game of thrones'un son bölümünü izliyoruz (506). bölümün başında arya'nın nihayet house of black and white'ın arka tarafını görmesine izin veriyorlar. yerlerde mumlar, gizemler, ihtişamlar... ve biz :(

-ay ben o mum ışıklarını ilk bakışta bekleyen otobüs sandım.
-hee, tapınağın kapısı meğer mecidiyeköy'e açılıyormuş.

müzikli maceralar

salonda şarkı söylüyorum:
-yeter çektiiiiğim, insaf et gayrıııı...
annem geliyor:
-söyleme böyle şeyler, üzülüyoruz.
-aa, neden?
-keşke sesin daha güzel olsaydı diye.

:(